İçerik Pazarlaması Hataları – Günümüz tüketicileriyle nasıl etkili bir şekilde konuşacağınızı öğrenirken “içerik pazarlaması” diye bir şey duydunuz. Belki bir makalede okudunuz, belki de bir meslektaşınız veya danışmanınız size bunu önerdi. Her halükarda “ne işe yararmış bu içerik pazarlaması ve ben bundan nasıl faydalanabilirim?” diye hemen içinizden geçirdiniz. Tebrikler, konu hakkında bilgi alabileceğiniz en iyi Türkçe kaynağa ulaştınız. Biz de tam bu kılavuz yazılarımızla içerik pazarlamasının inceliklerini tüm ayrıntılarıyla okurlarımıza anlatıyorduk.
İçerik pazarlaması işinizin ve işletmenizin her alanında, müşterilerle aranızda adım adım doğru bir iletişim, etkileşim ve ilişki kurmanızı sağlayan, güven bina eden ve doğrudan satış çabalarınızı asgari düzeye indirerek satışlarınızın artmasına etki eden müthiş bir araçtır. İlk yazımızda içerik pazarlamasının tanımı ve temel araçlarına değinmiştik . Şimdi de bazı önemli hatalardan kurtularak içerik pazarlamasını nasıl daha etkili kullanabileceğimiz konusuna doğru yelken açıyoruz. Buyurun, hemen ayrıntılara geçelim.
Müşteri Hizmetleri ve İçerik Pazarlaması
İçerik Pazarlaması Müşteri Hizmetlerini İyileştirir
İçerik oluşturmanın, sadece potansiyel müşterileri çekmek olduğunu düşünüyorsanız, ciddi bir şekilde yanılıyorsunuz demektir. İyi bir içerik pazarlaması stratejisi, mevcut müşterileriniz için aşağıdakiler gibi kaynakları da içerir:
Rehberler – Bunlar, müşterilere neyi nasıl yapacaklarını ve kullanacaklarını göstererek ürün veya hizmetinizden en iyi şekilde yararlanmalarına yardımcı olur.
SSS (Sık Sorulan Sorular) – Sık sorulan sorular harika içerik konularıdır, çünkü size ürün ve hizmetlerinizle alakalı gelebilecek belli başlı soruları ayrıntılarıyla güzelce cevaplarsınız ve –SSS sayfanızın haricinde- sonradan size bu soruları yönelten her müşterinize epostayla tek tek gönderebilirsiniz. Ayrıca SSS’ler çok fazla organik trafik de üretebilirler.
Topluluk Haberleri ve Güncellemeler – Memnun müşterilerin referanslarına yer vermek veya kimi zaman sadece müşterilerinizi ve potansiyel müşterilerinizi doğrudan ilgilendiren şeyleri paylaşmak markanızın promosyonuna katkıda bulunurken aynı anda da kitleniz için bir topluluk hissi oluşmasını sağlar.
Halkla İlişkiler ve İçerik Pazarlaması
İnternet bir zamanlar işletmelerin hedef müşterilerine ulaşmasını zorlaştıran hatta engelleyen bariyerleri ortadan kaldırdı. Eskiden TV’de yer almak zor ya da müthiş pahalıydı. Artık YouTube veya Facebook’a bir video yükleyebilir ve milyonlarca insana ücretsiz erişebilirsiniz.
Aynı şey duyurular yapmak için de geçerli. Müşterileriniz ve takipçilerinizle iletişim kurmak için artık ille de bir tanıtım görevlisine (yayıncı, gazeteci, reklamcı vb.) ihtiyacınız yoktur. Blog yayınları basın bültenlerinin, Facebook Live geleneksel basın toplantısının yerini aldı. PR için ihtiyacınız olan her şey şimdi parmağınızın ucunda ve çoğunlukla ücretsiz!
İçerik Pazarlaması Artık Bugüne ve Geleceğe Ait Bir Pazarlama Standardıdır
İçerik pazarlamasının tüm bu avantajları dahi henüz sizi işiniz için içerik pazarlaması yapmanız gerektiği konusunda ikna edemediyse, şunu düşünmeniz yeterlidir:
2018 ve sonrasının dünyasında içerik pazarlaması bir marka oluşturmak için temel gerekliliklerdendir.
Bugün dünyanın çevrimiçi mecrada en çok para kazanan markaları artık içerik pazarlaması yapmanın, işletmenize rekabette büyük bir avantaj sağladığı ve içerik pazarlaması yapmamanın da işiniz için ne kadar fena bir dezavantaj oluşturduğu gerçeğini çoktan kavradılar. Hatta onlar bu noktayı geçtiler ve içerik pazarlamasından nasıl daha fazla faydalanabileceklerinin yolları üzerine çalışıyorlar.
Tüm pazarlar ve demografik bilgiler çevrimiçi olarak ve oldukça basitçe tüketiliyor. İçerik pazarlaması “bugünün standartlarına göre pazarlama”dır.
Yapabileceğiniz En Kötü İçerik Pazarlaması Hataları
İçerik pazarlamanızın etkinliği ve başarısı işinizi “vezir de edebilir rezil de”. Yapabileceğiniz en kötü içerikli pazarlaması hataları şunlardır:
-
Hedef Kitlenizi Tanımamak
Hedef kitlenizi anlayamamak içerik pazarlamasıyla ilgili yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Kitlenizi araştırmak ve anlamak için zaman ayırmadan, hangi konuların onların dikkatini çektiğini nasıl bilebilirsiniz ki?
Büyük ihtimalle hiçbir fikriniz olmayacaktır.
Kitleniz hakkında daha fazla şey öğrenmenin en iyi yollarından birisi, sadece, pazarlamada ‘buyer persona’ diye tabir edilen ve alıcı hedef kitlesi diyebileceğimiz bir kitle geliştirmek değil, aynı zamanda bir okur hedef kitlesi de geliştirmektir.
Okurlarınızın tamamı sizin müşterileriniz olmayacaktır belki ama hepsi potansiyel müşterilerinizdir ve onları bir satış hunisine atma şansınız vardır.
Blogunuz bu iş için biçilmiş kaftandır. Blogunuzdaki konular ulaşmak istediğiniz hedeflere bağlı olmalıdır. Pek çok firma bloglarını etkili bir araç olarak görüyorlar; sonu satışla bitmek üzere, potansiyel müşterilerini eğitmek ve onları doğru ve faydalı bilgilerle beslemek için bir araç…
Okurlarınızla ilgili kendinize şu soruları sorun:
- Yaş aralıkları nedir?
- Meslekleri nedir?
- Maddi durumları nedir?
- Eğitim düzeyleri nedir?
- Hobileri nelerdir?
- En büyük rahatsızlıkları nelerdir?
Alıcı kimliğinizi gerçek anlamıyla inceleyebilmek adına müşterilerinizle yüz yüze görüşmeler yapabilir, hatta seri bir yüz yüze görüşme/söyleşi/röportaj ya da anket etkinliği düzenleyebilirsiniz.
Özet: Müşterilerinizi iyi tanımak çok önemlidir. Ve siz tanıdığınızı sanıyorsunuz belki ama eğer bu çabaları göstermiyorsanız, kusura bakmayın, yeterince iyi tanımıyorsunuz demektir.
-
Kalite Sunamamak
İçerik pazarlamasının birincil hedefi okurlarınıza ve potansiyel müşterilerinize kaliteli bilgi sunmaktır. İçeriğinizi güncel tutmak ve okur sayınızı korumak üzere sık sık ve tutarlı bir şekilde yayın yapmak önemlidir.
Belli bir süre boyunca blog makalesi yayınlamazsanız okurlar sitenize gelmeyi bırakırlar. Elinizden geldiğince sık yazı paylaşmaya özen gösterin ve kaliteli içerik yayınladığınızdan emin olun.
Haftada sadece bir kez mi yayın yapabiliyorsunuz? Tamamdır, bunda sorun yok; ama kaliteden taviz vermemelisiniz. Sayıdan çok niceliğe önem vermeniz gerekiyor. Sırf yayınlamış olmak için yayınlamaya ve değer içermeyen içerikler paylaşmaya başladığınızda, ilk olarak okurları yani potansiyel müşterileri ve nihayetinde de müşterilerinizi kaybetmeye başlarsınız.
Ayrıca şunu da unutmayın ki kullanıcılarına en iyisini gösterme yolunda taviz vermeyen ve bu uğurda dünyanın en iyi mühendislerini en yüksek ücretlerle çalıştıran Google’ın hiç durmadan gelişen algoritmaları karşısında, kaliteli içerik oluşturmak, arama sonuçlarında en üstte sıralanmanın en güvenilir yoludur.
-
Düzeltme ve Düzenleme Yapmamak
“Şu an” yerine “şuan” yazan, “tabi ki”, “ya da” vb. kelimeleri ayrı değil bitişik yazan yazılara hangi sıklıkta rastlıyorsunuz? Oldukça sık değil mi?
Önemsizmiş gibi gözüken bu tip küçük hatalar, aslında okurlarınızın ‘düz yol varken, tepeyi aşıp geçmesine’ sebep olmuşsunuz gibi bir etki yaratır; yani metinlerinizi okurken onları yorar. Hele ki kaliteye önem veren dikkatli okurlarınız / müşterileriniz için bu adeta onlara hakaret etmek gibidir; gözlerindeki imajınızı bir anda birkaç ‘level’ aşağıya çekebilir.
İçeriğinizi yayınlamadan önce her zaman yapmanız gereken bir şey, içeriği kontrol etmek, hataları düzeltmek ve gerekli değişiklikleri yapmaktır. Bu düzenlemenin ve ‘işi sağlama almanın’ en iyi yolu birinin metni size sesli okumasıdır.
-
Yeniden Tasarlama ve Yeniden Kullanımda Hatalar
Şirketiniz bir süredir içerik oluşturuyorsa, çok çeşitli konuları kapsayan bir ton içerik yayınlamış olabilirsiniz. Tüm bu içerikle ilgili en iyi şey de onu tekrar tekrar kullanabilmenizdir.
İşte size herhangi bir içeriğin yeniden amaçlanması ve yeniden kullanımı için fikirler:
- Bir raporunuz varsa, bu birkaç blog yazısına bölünebilir.
- “Nasıl yapılır” türü açıklayıcı makalelerinizden bir video veya slayt sunumu hazırlayabilirsiniz.
- Ses ve video kayıtlarınızın yazılı olarak kopyalarını da saklayabilirsiniz.
- Bazı noktalara daha fazla ve daha açık bir şekilde değinmek, yeni fikirler getirmek gibi yollarla konuyu güncelleyerek yeni içerikleri eskilerinin üzerine bina edebilirsiniz.
- Daha önceki popüler içeriklerinizi kitlenizin yeni üyeleriyle paylaşabilirsiniz.
Neticede aynı konular üzerinde her seferinde yepyeni içerikler yazmak kolay değildir ve zihin yorucudur. Sıkı çalışma motivasyonunuzun giderek düşmesine gerek yok; içerikleriniz sizin için çalışmaya devam ederler. İşte içerik pazarlamasının avantajları!..
Bu yüzden e-kitap gibi yayınların gücünü kullanırız. E-kitaplarınızın promosyonunu yapmanın en iyi yollarından birisi de blog yazılarınızda okurlarınızla bazı alıntılar paylaşmaktır. Sonunda okurlarınıza bir link ile birlikte “tüm e-kitabı indirin/okuyun” gibi bir hatırlatma yapmayı da unutmayın.
-
Eylem Çağrısını İhmal Etmek
İçerik pazarlaması söz konusu olduğunda birçok site sahibi, pazarlamacı ya da bu işle ilgili firma yetkilisi, pazarlama kanallarındaki çeşitli yerlere harekete geçirici mesajları yani ‘Eylem Çağrısı’ mesajını eklemeyi unutur. Şundan emin olunuz ki ziyaretçileri sitenizin diğer sayfalarına yönlendirmenin açık ve net bir eylem çağrısından daha iyi bir yolu yoktur.
Yani şöyle basitçe düşünürseniz; ziyaretçilerinize yani potansiyel müşterilerinize hizmetleriniz veya ürünleriniz hakkında bilgi vermezseniz, sunduğunuz bir tekliften haberdar olabilirler mi?
Muhtemelen hayır.
Siz söylemezseniz onlar neden öğrenmek için uğraşsınlar ki? İnsanların zaten zamanı yok. Her şey mobil, her şey çok hızlı ilerliyor; zamanınız dar. Bir an önce her sayfanızda eylem çağrınızı sunmalı, onlara teklifinize giden yolu göstermelisiniz.
Ve dediğim gibi, her bir eylem çağrısı çok açık ve net olmalı; gayet belirgin bir hedefi olmalı:
Fiyat Teklifi almak için tıklayın… Ücretsiz Danışmanlık için tıklayın… Özel ürünümüzü görmek için hemen tıklayın… XYZ Ürünü Alırken Dikkat edilecekler listesini ücretsiz indirmek için tıklayın… gibi.
Peki bu eylem çağrıları nerelerde olabilir, nerelerde olmalı? Buyurun size eylem çağrısı yerleştirmek için bazı örnek konumlar:
- Blogunuzda
- E-posta mesajlarınızda (kimi zaman imzanızda da olabilir)
- Facebook sayfanızda
- Web sitenizin her sayfasında
- E-kitaplarınız ve web seminerleriniz (webinar) sırasında
- Sunumlarınızın önünde veya –tercihen daha çok– sonunda
Fırsatını bulabildiğiniz her konumda eylem çağrısı kullanabilirsiniz. Blog yayınınızın alt kısmında yer alan güçlü bir eylem çağrısı, kitlenize az önce sunduğunuz bilgilere paralel olarak iyi bir teklif sunma ve –üstelik baskı kurmadan– dönüşüm sağlama fırsatını oluşturur.